18 Temmuz 2012 Çarşamba

ASTRAL KATLAR KATLARA GİRİŞ

Kblan Tragna ekolünden/ kitabından alıntı bir kısım:
Astral katlara giriş çalışma grubunun Saki ile karşılaşmasıyla
başlamıştır. Bu olaydan önce uzun süre  İslami Havass, İbrani
Kabalasıve Eski Mısır tanrıformlarına ve de özellikle Sekmet’e
yönelik özel çalışmalar uygulanmış, Sekmet çalışmalarında Astral
alemin bazıbölgelerinde oldukça başarılısonuçlar alınmıştı. Tragna
çalışmalarının başlamasında Sekmet önemli bir faktördür.
Sekmet çalışmalarıoldukça kapsamlıve ilginç olmakla birlikte bu
kitapta bulunmasıkonuyu saptırır. Amacımız majikal çalışmalara
genel bakışdeğil de Tragna ekolü olduğuna göre Sekmet’i o gaye
ile yazılmışbir bölüm ya da ayrıbir yazıda incelemek gerekir. Zaten
sıfır katının sonunda Sekmet’ten bahsedilecektir.
Sekmet’e yönelik bir çalışmada, Astral Bölgedeki imajinatif bir
Sekmet tapınağında, o anda yapılan rastgele bir çalışmayıbitirirken
Saki ile karşılaşıldı. Sekmet’in heykelinin solunda kalan büyük bir
ayna görüldü. Saki yolcularıburadan geçirip, dışarıçıkarttı.
Dışardan bakılınca Sekmet tapınağıbir piramit şeklinde görüldü.
İlerde büyükçe bir kara piramit vardı. Ona girildi. Bu piramitin içinde
bazıodalar vardı. Bir çalışma odasına girildi. Duvarlar kütüphane
şeklinde. Ortada büyük ve siyah mermerden yapılmışbir çalışma
masasıvar. Üzerinde yaklaşık olarak yirmi santim yüksekliğinde
kristalden yapılmışbir piramit var. İlk birkaç görülüşünde bu piramit
altından zannedildi çünkü içinden sarıpırıltılar geliyordu. Piramitin

üzerinde, dört yüzünde de, kendi renkleri ile Astra talismanıçizili.
Astra ilk olarak burada görülmüştür. Piramit masanın üzerinde
oturmuyor, on santim kadar yüksekte, saat aksi yönde yavaşyavaş
dönüyor. Saki, bundan sonra yapılacak olan çalışmalar için giriş
noktasının bu oda olduğunu belirtti.
Çalışmalara başlarken önce havada, saat aksi yönde dönen piramit
visualize edilir. Bu piramit, Saki’nin çalışma masasındaki piramittir.
Visualize piramitin üzerinde de Astra şekillerini görmek gereklidir.
Tabii ki, bu visualizasyon fizik plandaki çalışma yerinde, çalışma
yerini görerek yapılacaktır. Oda ve havadaki piramit tam olarak
görülmelidir. Bir süre sonra arka plan yavaşyavaşkararır. Sonra
her yanıkesif bir sis kaplar. Sisler açılınca yolcular kendilerini kara
piramitteki çalışma odasında, masanın karşısında, koltuk benzeri
şeylere otururken bulurlar. Bir süre daha geçince Saki ve oda iyice
belirginleşir, maddeleşmişgibi olur. Buradan dışarıçıkılır. Dışardan
bakılınca kara piramitin dört yüzünde de Astra çizili olduğu görülür.
Çalışmaların sonraki bölümlerinde katların dolaşılmasıiçin devamlı
olarak dışarıçıkıldıfakat Saki talisman benzeri şeyleri daima bu
odada vermiştir. Burasıbir tür izolasyon bölgesi gibi. Burada
karşılıklıiletişim ve Saki’nin istediği bir çizimi gösterebilmesi, bizi
anlayabilmesi ve kendi meramınıanlatabilmesi çok daha güçlü. İlk
çalışmalarda iletişim sorunlarının yanısıra başka zorluklar ve ani
şoklarla da karşılaşıldı. Mesela bir defasında Saki ile yapılan fiziksel
bir kontak oldukça korkutucu bir fiziksel şoka sebep olmuştu.
Fiziksel kontak denilince, tabii ki, Saki ve yolcular Astral
plandaydılar. Saki’nin Astral formu, yolcunun Astral formuna
dokunmuştu. Ancak  şok fizik plandaki bedende kötü şekilde
hissedildi, ani bir sıçramaya sebep oldu, yolcular elele tutuşup,
topraklama sağlayana kadar yüksek voltajlıbir elektirik çarpması
gibi etki gösterdi. Ancak Saki bunun şart olduğunu, yakın temas
gerektiğini söyledi. Buna katlanmak gerekliydi, dedi. Sonraki çeşitli
fiziksel bütünleşmelerde böyle bir olay yaşanmadı. Saki’nin
anlattığına göre yolcuların fizik bedenleri bu gibi temaslara alışık

değil. ilk  şoktan sonra beden alışıyor. Sonraki temaslarda enerji
aynı, hatta çok daha güçlü olduğu halde duyulmuyor.
Başlangıç için belirtilmesi gereken son şey Saki’nin tercih ettiği
görünümün tarifidir. Aslında bu görünümün Saki’nin tercihi mi,
yoksa bizim bilinçaltıyakıştırmamız mıolduğu da şüpheli bir
konudur. Her ne ise. Saki, uzun, kapşonlu ve siyah bir cüppe
giyiyor. Bu cüppe bizim çalışma kılıklarımızın aynı.  İnce, uzun
yüzlü, sivri kulaklı. Göğsüne, solar plexüse kadar inen sivri bir
sakalıvar. Kabak kafalı. Gordonisimli çizgi romandaki imparator
Ming’e oldukça benziyor.
Sonraki yıllar içindeki çalışmalar sırasında Saki’de de bazı
değişimler meydana geldi. Mesela yıllar sonra cüppesinin rengi
beyaz oldu. Sakallarıbeyazken siyahlaştı. Bu gibi görünüm
değişikliklerinin olasısebepleri ilerki bölümlerde ele alınacaktır.
İlk zamanlarda, yani ilk bir, birbuçuk yıl içinde Saki daha mekanik
bir kişiliğe sahipti. Espiri anlayışısıfırdı. Adeta bir bilgisayar gibiydi.
İstenen bilgiyi metodik ve kuru bir şekilde veriyordu. Geçen zaman
içinde yavaşyavaşkişiliklerimiz karışmışolabilir. Bizlerde daha
derin sezgiler, her olaya daha mantıklıyaklaşımlar ve isbetli
yorumlar yapabilmek gibi şeyler gelişirken Saki’de de espiri anlayışı
yerleşti. Mesela ilk günlerde  “Yok devenin başı”gibi bir cümle
sarfetsek, o ciddiyetle devenin başınıanlatmaya ya da anlattığı
şeyle deve başının ilgisi olmadığınısöylemeye çalışıyordu. Tabii bu

geçen zamanla birlikte iletişimin artmasıve sağlamlaşması
yüzünden de olabilir.
Gerek Saki ve gerekse katlarda karşılaşılan diğer varlıkların
görünümleri gördüğümüz çeşitli filmler ve çizgi romanlardaki tiplere
benziyordu. Hepsi olmasa bile çoğu zaman bu böyleydi. Bunun se-bebi, katlardaki zeki enerjileri bilinçaltımızın bizim anlayabileceğimiz
şekilde, onlara en fazla uyan formla tercüme etmesi olabilir.

El emeği göz nuru bir aktarımdır. Lütfen emeğe saygı. +Bir yorum yapsanız fena olmaz hani kendimi geliştirmem için.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapmak için profil seçeneğinden anonim'i seçiniz